Dünya çok hızlı bir değişime sahne oluyor. Bu değişim sürecinde rekabet yoğun olduğu için tıpkı insanlar gibi firmaların hatta ülkelerin de kendilerini geleceğe adapte edecek metotlar geliştirmesi ve değişimin hızını yakalamaları çok büyük önem taşıyor.
Özellikle pandemi dönemini düşündüğümüzde, her açıdan hayatımız son derece olumsuz etkilense de bu süreç, pek çok fırsatı da beraberinde getirecektir. Dolayısıyla kriz anlarını fırsata çevirme başarısı gösterenler, gelecekte pek çok yönden söz sahibi olacak.
Günümüzde yeni teknolojik gelişmelerin en çok hissedildiği sektörlerin başında gelen otomotiv endüstrisinin de yaşadığı dönüşüm ele alındığında, daha çok dijitalleşme odaklı ilerlediği görülüyor.
Bu dönüşüm içerisinde tükenmekte olan kaynakların etkin ve verimli kullanımı kadar; Endüstri 4.0 temelli mobilite, otomasyon, bağlanabilirlik, yapay zekâ gibi kavramlar da ön plana çıkmaktadır.
Dolayısıyla sektörün tüm dinamikleriyle bu değişimin bir parçası olması ve kendilerini geleceğe hazırlaması, rekabette geride kalmamak için adeta zorunluluk haline gelmiş durumda.