İletişim, yaşamın dokunduğu her alanda önemini ve zaruriyetini günden güne arttırarak hissettiriyor. Tüm canlılar hem kendi türleri içinde hem de diğer türler içinde iletişim kurmadığı bir an bile yok diyebiliriz. Sözlü iletişimin yanı sıra, giydiğimiz bir tişörtün, taktığımız bir rozetin bile gösterdiği anlam iletişimin bir türü. Bu nedenle diyoruz ki, iletişim hayatımızın birincil ihtiyaçlarından biri olması bir yana, iletişimsiz bir yaşam bile mümkün değil.
Artık tüm firmalar, 1950’lerde benimsenen Fordist yaklaşımdan uzaklaşıyor ve üretim odaklı bir anlayışı reddediyor. Tabii ki üretim ve hizmet listenin başında bulunuyor; ancak üretim yaparken kurumca bir olmanın ve insanı makineden uzaklaştıran bir üretim yapısıyla işlemenin önemini ortaya koyuyor. Kurum içi iletişimin birçok faydası vardır. İyi bir iletişim olmadan personel ve birimler arası işbirliği ve koordinasyonu sağlamak mümkün değildir. Personel arasındaki birbirine bağımlılık düzeyi arttıkça, örgüt hedeflerine ulaşılması için yapılacak çalışmaların koordine edilmesi için kurulması gereken iletişim de artmaktadır. İletişimin işlevlerinden birisi de bireylerin hislerini ve duygularını ifade etmesine izin vermektir.
Bireyler ve gruplar birbirlerine içinde bulundukları ruh hallerinden bahsedebildikleri zaman hedeflere ulaşmada daha başarılı olabilirler. Firmalar, kuruluştaki olumlu ve olumsuz tüm gelişmelerden çalışanları haberdar ederek, çalışan ve yöneticilerin ortak paydada buluşabileceği etkinlikler düzenleyerek, hedefler doğrultusunda bilgilendirmeler yaparak, karar süreçlerinde çalışanları dahil ederek, çalışanların bilgi ve becerilerini geliştirecek projeler üreterek, iyi bir çalışma sonucunda çalışanlar takdir edilerek, düzenli toplantılar yaparak ve pozitif bir yaklaşım sergileyerek başarılı bir kurum içi politikası benimseyebilir. Bu da firmanın mutlu yüzünü oluşturacak ve üretim yüksek performans ve zevkle gerçekleştirilecektir. Özetle firmalar, iyi iletişime sahip aileler haline gelmelidir.
İletişimin bir diğer yüzü: Halkla İlişkiler… Üretim yapmak sadece fonksiyonel bir faydadır. Ancak, üretimi gerçekleştirdiğiniz halkla iletişime geçmek çoklu bir yapıdır. Ürün ve hizmetinizi duyurmak, toplumsal olaylara ve kamu nabzına dokunmak, sadece stabil bir firma değil; canlı bir organizma olduğunuzu göstermenin yolu halkla ilişkilerden geçer. Bunun için, sosyal sorumluluk projeleri, halkla iç içe olunabilecek, halkın taleplerinin de dinlenebileceği platformlar yaratmak, halkın kolaylıkla ulaşabileceği bir marka olmak oldukça önemlidir. İletişime açık olmak, iletişime karşılıksız kalmamak markalar için en önemli stratejilerin başında gelir.
Biz de Aktaş Holding olarak, hem kendi içimizde hem de toplumla olan tüm iletişim bağlarını güçlü tutmak, iletişime açık ve iletişime odaklı bir marka olma yolunda her yıl daha da güçlenerek yolumuza devam ediyoruz. İletişimsiz bir toplum ve üretimin, kendi içinde zamanla köreleceğinin farkındayız. İletişim ışığında yükselmeye devam edeceğiz.